Birdenbire ortaya çıkmadı aslında. Hep aklımızdaydı ve bir yerlerde saklanıyor gibiydi sanki. Bugünde ilk adımları atılmış oldu.
Her fırsatta söylediğim ve söylemekten asla bıkmayacağımı bildiğim bir durumdan dolayı oluyor aslında hepsi . Ali'ciğime hayranlığımdan ...
Bugün ilk ciddi adımlarımızı attık gibi. Sayısaldan Ali'ye para çıkarsa önce Eifel karşısından ev tutuyoruz sonra da parayı bitirmeden gelip burada bir otel alıp ömrümüz yettiğinde doğa ile beraber , trafikten , kalabalıktan uzak yaşlanıyoruz . Ama ne olursa olsun eskimiyoruz ...
Para konusu önemli . Bir an evel birikim yapmamız şart .
Artık geri sayım başladı diyelim (:
28.10.2009
27.10.2009
İngilizce öğrenenler için yardım edesim geldi (:
Biyografi yazısıdır. Eski defterleri karıştırırken buldum . İşe yararsa güle güle kullanın (:
JRR TOLKİEN
Jrr Tolkien was born in Bloemfontein in South Africa ( January 3 1982 ) His father Arthur Tolkien was a bank manager and his mother was a housewife. His parents died when he was young.
He went to Kings Edward's School then St. Philips School.
He was 16 was on event that will change your life and true love in life with which Edith met. He was married Marc 22 , 1916.
1. world war had begun at that time. Shortly after the Tolkien joined the army and France fought in the front.Tolkien has lost two friends in this war , because of a bomb blost near the wounded and was sent back to England by the army.
Tolkien after returning from the war has recruited a large part of his life spent Oxford.
He was a professor at Oxford University . He was very interested in ancient languages and histories.
He wrote his first stories to create a fantasy world for his languages.
The LOTR books first appered in 1974. He didn't see the films of his books. His great-grandson acted in one of the films.
The director Peter Jackson filmed them in New Zeland. They cost more than 300 $ milllion to make and more than 20.000 actors appeared in the three films.
The final films The Return of The King won 11 oscars.
JRR TOLKİEN
Jrr Tolkien was born in Bloemfontein in South Africa ( January 3 1982 ) His father Arthur Tolkien was a bank manager and his mother was a housewife. His parents died when he was young.
He went to Kings Edward's School then St. Philips School.
He was 16 was on event that will change your life and true love in life with which Edith met. He was married Marc 22 , 1916.
1. world war had begun at that time. Shortly after the Tolkien joined the army and France fought in the front.Tolkien has lost two friends in this war , because of a bomb blost near the wounded and was sent back to England by the army.
Tolkien after returning from the war has recruited a large part of his life spent Oxford.
He was a professor at Oxford University . He was very interested in ancient languages and histories.
He wrote his first stories to create a fantasy world for his languages.
The LOTR books first appered in 1974. He didn't see the films of his books. His great-grandson acted in one of the films.
The director Peter Jackson filmed them in New Zeland. They cost more than 300 $ milllion to make and more than 20.000 actors appeared in the three films.
The final films The Return of The King won 11 oscars.
25.10.2009
Olmasaydı sonumuz böyle ...
Ben hiç böyle düşünmemiştim . Eskiye özenen puslu hayallerimde olmadı "pembe panjurlu" ev gibi. Bende her şey hep bembeyazdı . Bütün renkler vardı içinde ve hepsini yansıtırdı ruhum ona karşı.
Arkadaşıydım... Dosttan bir durak öncesi gibi hani. Kimi zaman sığı şeyler olurdu paylaştıklarımız . Belki de etrafımızdaki dünya bizi böyle yaptığından bi başkaları yanımızdayken bizde başkalaşıyorduk.
Dostuydum ... Arkadaştan bir durak sonrası gibi. Saatlerce dinledim onu gözünün içine içine bakarak. Çağırdı muhtelif saatlerde , gittim. Sustum , konuştum , güldüm , eğlendim. Yıldızları saydım , gemileri yürüttüm beraber. Karşı kıyılara baktım , gidebilme hayalleri kurdum ortak akılla. Sonra o beni gönderdi "geleceğim" için. Gitmen gerekirse git dedi bir dost gibi .
Seveniydim ... Hiç karşılıksız hemde. 2.5 seneyi devirdim ben böyle. Başka duraklara uğradı gitti , geldi . Yoruldu omuzumda dinlendi. O farkında bile değildi her geçtiğinde uğradığı dalgasız limanın ben olduğumdan. Her seferinde bir parçasını unutup gitti. Gitti evet . Hep el salladım ardından bir gün nasılsa gelecek diye . Geldi de . Görmek istediğini de gördü Burcu olduğu yerdeydi halen sevgi dolu , kolları ardına kadar açık .
... Kısacası ben hangi sıfatı üstlensem de değişmeyecekti sonumuz. Kuvvetli bir rüzgar beni bir tarafa onu bir tarafa atacaktı yine. Savrulacaktık boyumuz kadar. Uzatsak da ellerimizi tutamayacaktık yine.
Bir zamanlar azıcık bir mesafedeyken elimiz . Şimdi savrulmuşken ne kadar uzak diye şaşıracaktık yine ve biz her nankör insan gibi zamanında kıymetini bilemediğimiz için hayıflanacaktık ...
Ahh... Adam (!) daha kaç satır harcayacağım sana .. Kaç satır ?
Arkadaşıydım... Dosttan bir durak öncesi gibi hani. Kimi zaman sığı şeyler olurdu paylaştıklarımız . Belki de etrafımızdaki dünya bizi böyle yaptığından bi başkaları yanımızdayken bizde başkalaşıyorduk.
Dostuydum ... Arkadaştan bir durak sonrası gibi. Saatlerce dinledim onu gözünün içine içine bakarak. Çağırdı muhtelif saatlerde , gittim. Sustum , konuştum , güldüm , eğlendim. Yıldızları saydım , gemileri yürüttüm beraber. Karşı kıyılara baktım , gidebilme hayalleri kurdum ortak akılla. Sonra o beni gönderdi "geleceğim" için. Gitmen gerekirse git dedi bir dost gibi .
Seveniydim ... Hiç karşılıksız hemde. 2.5 seneyi devirdim ben böyle. Başka duraklara uğradı gitti , geldi . Yoruldu omuzumda dinlendi. O farkında bile değildi her geçtiğinde uğradığı dalgasız limanın ben olduğumdan. Her seferinde bir parçasını unutup gitti. Gitti evet . Hep el salladım ardından bir gün nasılsa gelecek diye . Geldi de . Görmek istediğini de gördü Burcu olduğu yerdeydi halen sevgi dolu , kolları ardına kadar açık .
... Kısacası ben hangi sıfatı üstlensem de değişmeyecekti sonumuz. Kuvvetli bir rüzgar beni bir tarafa onu bir tarafa atacaktı yine. Savrulacaktık boyumuz kadar. Uzatsak da ellerimizi tutamayacaktık yine.
Bir zamanlar azıcık bir mesafedeyken elimiz . Şimdi savrulmuşken ne kadar uzak diye şaşıracaktık yine ve biz her nankör insan gibi zamanında kıymetini bilemediğimiz için hayıflanacaktık ...
Ahh... Adam (!) daha kaç satır harcayacağım sana .. Kaç satır ?
23.10.2009
Üzgünüm...
Üzgünüm.. Evet sizleri hayatıma ben dahil ettim , ben izin verdim bu kadar beni kırmanıza , üzmenize , darmadağın etmenize. Ben izin verdim evet parçalarımın her bir yana savrulmasına. Seyirci kaldı gözlerim , ellerim tüm hoyratlığınıza .
İnandım yalandan duvarlar örmüş sözlerinize. Bakışınıza , öpüşünüze kandım. "Sevdiniz " sandım. Evet hepsi benim suçum . Size inanan bendim. Her seferinde aynı hatayı yapan da ben. Kızmıyorum size , kızamıyorum basitliğinize . Bayağılığınızın farkına varmanızı da beklemiyorum . Çünkü anlamını yitirmiş sizin için bir çok şey . Herkese kurabilir olmuşsunuz "seni seviyorum" ları. Doyuramaz olmuşsunuz tüm dürtülerinizi ve herkes çalar olmuş kapınızı bir yudum "cinsel sahne " için.
Size dışarıdan bakan "adam" sanır yere düşen gölgenizin suretini. Oysa içinizde neler neler gizli . Kocaman maskeniz saklamış hepsini. Ağzınızda laf yapınca görünmez olmuş küçük yamaları vücudunuzun.
Hani aldatmaktan korkan siz ...
Asıl olanın farkında değilsiniz . Başrol yine sizsiniz. Ama "aldanan" rolünde. . .
Sahte ruhlarda kendini besleyen , mayın tarlasında ellerini sallaya sallaya dolaşan siz ...
Külleriniz savrulurken etrafa ben yalnızca gözlerimi kapayacağım ve hiç nefes almayacağım...
İnandım yalandan duvarlar örmüş sözlerinize. Bakışınıza , öpüşünüze kandım. "Sevdiniz " sandım. Evet hepsi benim suçum . Size inanan bendim. Her seferinde aynı hatayı yapan da ben. Kızmıyorum size , kızamıyorum basitliğinize . Bayağılığınızın farkına varmanızı da beklemiyorum . Çünkü anlamını yitirmiş sizin için bir çok şey . Herkese kurabilir olmuşsunuz "seni seviyorum" ları. Doyuramaz olmuşsunuz tüm dürtülerinizi ve herkes çalar olmuş kapınızı bir yudum "cinsel sahne " için.
Size dışarıdan bakan "adam" sanır yere düşen gölgenizin suretini. Oysa içinizde neler neler gizli . Kocaman maskeniz saklamış hepsini. Ağzınızda laf yapınca görünmez olmuş küçük yamaları vücudunuzun.
Hani aldatmaktan korkan siz ...
Asıl olanın farkında değilsiniz . Başrol yine sizsiniz. Ama "aldanan" rolünde. . .
Sahte ruhlarda kendini besleyen , mayın tarlasında ellerini sallaya sallaya dolaşan siz ...
Külleriniz savrulurken etrafa ben yalnızca gözlerimi kapayacağım ve hiç nefes almayacağım...
17.10.2009
Kör kadınlar / adamlar ...
Bu yazının başlığı ne olsun diye çok düşündüm aslında .
Bazen bazı insanların suratlarının ortasına bir tokat atasım geliyor o an kendimi tutamayacağımı sanıyorum . Henüz böyle bir tecrübe yaşamadım ama çok yakında olacakmış gibi bir his var içimde (:
Gerçekten gözleri görmeyen insanları anlayabiliyorum ama ya bakar körlere ne demeli ? Hayat şüphesiz ki hepimize birçok fırsat sunuyor . Kimini görebiliyoruz , kimini görebiliyoruz kimini de görmemiş gibi yapıp durumdan faydalanmaya bakıyoruz .
Bizi her anlamda mutlu edebileceğine inandığımız bir adama / kadına neden "evet" demiyoruz da kendi akıntımızda sürüklenmesine göz yumuyoruz ? Olur olmaz bahaneler üretiyoruz. "Sınavlarım var , işimle ilgili problemlerim var , kafam karışık , eski aşkımı (!) unutamadım , kendime güvenmiyorum , seni üzebilirim , ailemle ilgili sorunlarım var " vs uzayıp gider bunlar. Ama görüyorum ki bu sorunların her biri seven bir elin yardımı ile çözülebilir şeyler . Paylaşıp , azaltılabilecek şeyler. Kendi kendine kurunca sanki değişiyor mu bişeyler ? Ya da dünya durup dönmüyor mu sizin bu sıkıntılarınız yüzünden ? Hiçbir şeyin de değiştiği falan yok . Siz kendi küçük dünyanızda yaşamaya devam ettiğiniz sürece bu böyle gidecek .
// Onları ne kadar çok sevdiğimi göremeyen kör kadınlara ve adamlara ithaf olunur. //
Bazen bazı insanların suratlarının ortasına bir tokat atasım geliyor o an kendimi tutamayacağımı sanıyorum . Henüz böyle bir tecrübe yaşamadım ama çok yakında olacakmış gibi bir his var içimde (:
Gerçekten gözleri görmeyen insanları anlayabiliyorum ama ya bakar körlere ne demeli ? Hayat şüphesiz ki hepimize birçok fırsat sunuyor . Kimini görebiliyoruz , kimini görebiliyoruz kimini de görmemiş gibi yapıp durumdan faydalanmaya bakıyoruz .
Bizi her anlamda mutlu edebileceğine inandığımız bir adama / kadına neden "evet" demiyoruz da kendi akıntımızda sürüklenmesine göz yumuyoruz ? Olur olmaz bahaneler üretiyoruz. "Sınavlarım var , işimle ilgili problemlerim var , kafam karışık , eski aşkımı (!) unutamadım , kendime güvenmiyorum , seni üzebilirim , ailemle ilgili sorunlarım var " vs uzayıp gider bunlar. Ama görüyorum ki bu sorunların her biri seven bir elin yardımı ile çözülebilir şeyler . Paylaşıp , azaltılabilecek şeyler. Kendi kendine kurunca sanki değişiyor mu bişeyler ? Ya da dünya durup dönmüyor mu sizin bu sıkıntılarınız yüzünden ? Hiçbir şeyin de değiştiği falan yok . Siz kendi küçük dünyanızda yaşamaya devam ettiğiniz sürece bu böyle gidecek .
// Onları ne kadar çok sevdiğimi göremeyen kör kadınlara ve adamlara ithaf olunur. //
5.10.2009
MeLankoLi...
Sezen şarkılarını dinliyorum ve bu muhteşem kadınla aynı devirde yaşadığım için şükrediyorum tanrıya bir kez daha. Bu kadar güzel yazılabilir ve söylenebilirdi ancak şarkılar ... Bu kadar içi doldurulabilirdi ancak kelimelerin . Sevgiliye ancak bu kadar güzel sitem edilebilirdi . Bu kadar güzel söylenebilirdi özlem ...
Dinlemeyenimiz var mıdır Sezen şarkılarından herhangi birini ? Kafaları çekmeye meyilli olduğumuz ama bir kadehe hasret kaldığımız ortamlarda alkol tesiri yaratmaz mı " Seni sevdiğimi unut , sen ağlama , git (me) " ? Hepimizin anılarını film şeridi gibi dökmez mi önümüze ? Hangimizin olmamıştır ki kavuşamadığı ve "keşkelerle" beslediği bir aşkı ?
Aslında ne çok ortak yanlarımız var görmesini bildikten sonra . Ne çok ortak şeylere üzülmüşüz , kırılmışız meğer.
Yörüngemizi nasıl da şaşırtmış tüm sevgililer ...
Dinlemeyenimiz var mıdır Sezen şarkılarından herhangi birini ? Kafaları çekmeye meyilli olduğumuz ama bir kadehe hasret kaldığımız ortamlarda alkol tesiri yaratmaz mı " Seni sevdiğimi unut , sen ağlama , git (me) " ? Hepimizin anılarını film şeridi gibi dökmez mi önümüze ? Hangimizin olmamıştır ki kavuşamadığı ve "keşkelerle" beslediği bir aşkı ?
Aslında ne çok ortak yanlarımız var görmesini bildikten sonra . Ne çok ortak şeylere üzülmüşüz , kırılmışız meğer.
Yörüngemizi nasıl da şaşırtmış tüm sevgililer ...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)